Füraye Binti Malik  (r.a)


Başından geçen bir hâdise sebebiyle İslâm dininin bir meselesini açığa çıkarmış ve fıkhî bir hususun çözümünde kıyas noktası teşkil etmiştir.”

Malik ibn-i Sinan’ın kızı olan Fürey’a’nın (radıyallahu anhâ) annesi Umeys binti Ebû Hatice’dir. Ebû Said el-Hudri ve Katade ibn-i Numan’ın kız kardeşidir. Fürey’a İslâmiyet’i kabul ederek Müslüman olmuş, Allah Resûlü’ne biatta bulunarak, insanlık tarihinde kadınlık deminin gözdeleri olan hanım sahabîler arasına girmiştir. Önceleri Sehl İbn-i Rafi ile evlenen Fürey’a, daha sonra Sehl ibn-i Beşir ile ikinci evliliğini yaptı. Bu evliliği de uzun sürmedi. Yokluk içinde, fakir bir hayat yaşadıklarından eşi, arkasından mal mülk adına hiçbir şey bırakmadı.Fürey’a iddetini geçirmek için, Hazrecoğullarından olan ailesine dönüp onlarla birlikte oturmak istediğini Resûlullah’a haber vermeye karar verdi. Allah Resûlü, onun bu isteğine önce müsaade etti. O da, sevinerek dışarıya çıktı. Tam gitmek üzereydi ki, Efendimiz onu geri çağırttı:

– Durumunu bir daha anlat, dedi. Fürey’a, tekrar anlatınca Allah Resûlü bu defa:

– İddetin dolasıya kadar (eşinden kalan) evinde otur, buyurdu.Bunun üzerine Fürey’a (radıyallahu anhâ), Resûlullah’ın emrine itaat ederek, eşinin vefatında bulunduğu evde dört ay on gün iddet
bekledi.

Hz. Osman’ın halife olduğu sırada, Fürey’a’nın durumuna benzer bir mesele zuhur etti. Halife birini gönderip onu huzuruna çağırttı. Fürey’a, Hz. Osman’ın yanına geldi. İçeride bazı kimseler oturmaktaydılar. Hz. Osman, ona kendi başından geçen hadiseyi ve bu durum karşısında Resûlullah’ın kendisine ne emrettiğini sordu. O, durumunu Hz. Osman’a olduğu gibi anlattı. Bunun üzerine Halife, o kadını, eşinin vefatı sırasında oturmakta bulunduğu eve gönderdi. Ve iddeti bitesiye kadar oradan ayrılmamasını emretti.

Böylece Fürey’a (radıyallahu anhâ) başından geçen bir hâdise sebebiyle İslâm dininin bir meselesini açığa çıkarmış ve fıkhî bir hususun çözümünde kıyas noktası teşkil etmiştir.