Câhiliye Kadını Nasıl Giyinirdi?

İslâm dini gelmezden önceki insanların önemli bir bölümünün kuralsız yaşadıkları döneme cahiliye dönemi denir. Bu dönemde toplumda rezilliğin her çeşidi yaşanırdı. Kadınların önemli bir bölümü orta malı gibiydi. Kadınlar anonim kullanım arz ediyordu. Örtünmek için giyinmezler vücutlarını daha cazibeli göstermek için sözde giyinirlerdi.

İslâm dini gelmeden önce cahiliye döneminin kadınlarının giyinme tarzı şöyle idi:

Arap kadınları başlarına bir örtü koyarlardı. Bu örtünün iki uçlarını, iki omuzlarının arasından arkaya doğru sarkıtırlardı. Böylece boyunları, gerdanları ve göğüslerinin bir kısmını açıkta bırakırlardı.

Giydikleri entarinin ön kısmı göğüslerinin yarısına kadar açık olurdu. Böylece göğüslerinin bir kısmı açık kaldığından dolayı görülürdü.

Giydikleri giysiler vücuda tam yapışırdı. Böylece vücut hatları belli olurdu.

Göğüslerini büyük göstermek ve dikkat çekmek için bezlerle sıkıştırırlar yukarıya kaldırmaya çalışırlardı. Böylece dikkat çekmiş olurlardı.

Giydikleri entarileri yırtmaçlı olurdu. Böylece bacak ve baldırlarını teşhir ederlerdi.

Ayaklarına halhal denilen zilli bir âlet takarlardı. Bu âlet adım attıkça şık şık veya tak tak ederdi. Bu şıkırtılar şıkıdım şıkıdım ettikçe erkekler bir kadın geçtiğini anlarlar, şıkırtının geldiği tarafa dönerler, geçenin yürüyüşüne dikkat kesilirlerdi. Böylece şıkıdım şıkıdım yürüyen kadınlar anonim bir zevk metaı olurdu.

Günümüzde, cahiliye kadınlarının ayak bileklerine taktıkları halhalın vazifesini kadınların giydiği ayakkabılar görüyor. Topuklara yerleştirilen ağaç veya demirler, kadın adımını attıkça tak tak tak ederek geçtikleri yerde velvele meydana getiriyorlar. Erbabı bu sesin ne mânâya geldiğini çok iyi anlıyor. Ayakkabılar tak tak tak etse bile sesin verdiği mesaj, bana bak, bana bak, bana baksana, cilvemden elektrik alsana, zevkini tatsana... demek oluyor.

Birçok tesettürlü kadının ayaklarından da bu sesler çıkıyor. Şahit oldukça yüreğimizden kan fışkırıyor. Cehaletin verdiği musibet, böylelerinin ahirette zina cürmüyle yargılanacağı o günde, bilmem nasıl izah edilecek. Cidden üzüntü verici oluyor. Kur’ân-ı Kerîm’de Rabbimiz Nûr sûresi, 31’inci âyetinde: “Gizledikleri zinetleri bilinsin diye, ayaklarını (yere veya birbirine) vurmasınlar. (Erkekleri kendilerine meyl ettirmesinler)...” buyuruyor.

İbni Hazm “Muhalla” adlı eserinde bu âyeti açıklarken diyor ki:

“Bu da ayakların ve baldırların gizlenmesi gerektiğini, açılmasının asla helâl olmayacağını belirten bir nâsdır” demektedir. (C/3, Sh: 216)

Nûr sûresi, 31’inci âyetiyle cahiliyye kadınlarının hal hal ile dikkat çekme eylemleri yasak edildi.

Günümüzün cahiliye artıkları da, takırdayan ayakkabılarının takırdadıkça çıkan şıkıdım şıkıdım sesleriyle, erkekleri kendilerine meyl ettirmek eyleminden ilgili âyeti okuduktan sonra vazgeçerler, inşaallah...


Mevlüt Özcan,
Milli Gazete, 18.05.2008